Altın veya altına dayalı varlıklara erişim sağlamanızı mümkün kılan kıymetli madenler fonları, güvenli bir liman arayan yatırımcılar için uygun bir seçenek olabilir. Bireysel yatırımcılara fiziksel altın satın alma, saklama ve güvenlik zorlukları olmadan altın gibi değerli madenlerde yatırım yapma imkanı tanır.
Ekonomik görünümdeki belirsizlik arttığında veya para birimlerindeki değer kaybı endişeleri öne çıktığında yatırımcıların portföylerini çeşitlendirmek ve varlıklarını korumak amacıyla yönelebileceği seçeneklerden biri de kıymetli madenler fonlarıdır.
Bu fonlar, yatırımcıların altın gibi varlıkların potansiyel getiri ve koruma özelliklerinden faydalanmalarını sağlar, böylece genel yatırım stratejilerine katkıda bulunur.
Kıymetli madenler fonu, yatırımcılara altın ve altına dayalı varlıklara yatırım yapma imkanı sunan bir yatırım fonu türüdür.
Fiziksel madenleri doğrudan satın almak, saklamak ve güvenlikle ilgili zorlukları yönetmek yerine madenlere dayalı finansal araçlar aracılığıyla dolaylı bir şekilde altın yatırımı yapmanız mümkündür. Yatırım araçları arasında altın madenciliği şirketlerinin hisseleri, altına dayalı borsa yatırım fonları (ETF'ler), maden bonoları, altına dayalı tahviller ve kıymetli maden kamu kira sertifikaları bulunabilir.
Kıymetli madenler fonları hem kısa hem de uzun vadeli yatırım stratejileri için kullanılabilir. Bu fonlar, yatırımcılar için piyasalarda meydana gelebilecek ani değişimlere karşı bir tampon görevi görürken aynı zamanda sermaye artışı fırsatlarından da yararlanma şansı sunar.
Kıymetli madenler fonlarında başlıca yatırım aracı altındır. Ancak portföy içerisinde doğrudan altın ya da altın S1 sertifikası gibi seçenekler yerine dolaylı opsiyonlar da değerlendirilebilir.
En yaygın yatırım araçları arasında altına dayalı borsa yatırım fonları (ETF'ler), altın madenciliği şirketlerinin hisseleri ve maden bonoları bulunur. Bu araçlar, kıymetli madenlerin piyasa değerlerindeki dalgalanmalardan yararlanma potansiyeli sunar.
Ayrıca kıymetli madenler fonları altın mevduatı ve altın katılma hesapları gibi nakit benzeri varlıklara da yatırım yapabilir. Bu tür yatırımlar, fonların likiditesini artırırken aynı zamanda altın fiyatlarındaki değişimlerden kazanç elde etmelerine olanak tanır.
Bunun yanı sıra, altına dayalı kamu borçlanma araçları ve kıymetli maden kira sertifikaları gibi daha geleneksel yatırım araçları da fon portföylerinde yer alabilir. Bu tür tahvil ve sertifikalar, sabit gelir elde etme imkanı sunarken kıymetli maden piyasalarındaki hareketlere bağlı olarak değer kazanabilir.
Kıymetli maden fonlarının değerini etkileyen başlıca konulardan biri global emtia piyasalarında yaşanan dalgalanmalardır. Özellikle altın ve gümüş gibi değerli madenlerin ons fiyatlarındaki değişimlere hassas bir şekilde tepki verirler. Altın ons fiyatındaki her artış doğrudan altına dayalı fonların değerini yükseltirken, fiyat düşüşleri ise değerlerinde azalmaya yol açar.
Fonların fiyatlandırılmasında etkili olan bir diğer önemli faktör ise döviz kurlarındaki değişimlerdir. Özellikle yerel para birimi üzerinden işlem gören fonlar için altın ve gümüş gibi uluslararası piyasalarda dolar üzerinden işlem gören madenlerin yerel para birimi cinsinden değeri, döviz kuru hareketlerine bağlı olarak değişiklik gösterir.
Örneğin, Türkiye'de bir yatırımcı için altının ons fiyatı sabit kalsa bile dolar kurundaki artış, altın fonlarının TL cinsinden değerini artırabilir.
Kıymetli maden fonları ayrıca kur riski adı verilen bir risk unsuruyla da karşı karşıyadır. Özellikle döviz kurlarının volatil olduğu dönemler, bu tür fonların risk seviyesini artırabilir. Kurlardaki ani değişimler, fon değerlerinde beklenmedik dalgalanmalara neden olabilir.
Diğer yandan küresel ve yerel düzeyde yaşanan ekonomik veya siyasi krizler gibi çeşitli piyasa koşulları da kıymetli maden fonlarını dolaylı yollarla etkileyebilir. Tarihsel olarak yatırımcılar belirsizlik dönemlerinde genellikle güvenli liman olarak kabul edilen altına yönelir. Bu eğilim, ilgili fonların değerinde artışa neden olabilir.
Kıymetli madenler fonlarının başlıca avantajları şu şekilde sıralanabilir:
Tüm bu avantajlara karşılık kıymetli madenler fonlarının bazı dezavantajlarından da söz etmek mümkündür. Bunların başında piyasa volatilitesi gelir. Özellikle altın, piyasa koşullarına ve küresel ekonomik değişikliklere duyarlıdır. Küresel krizler, para politikaları ve döviz kurları gibi faktörler kıymetli maden fiyatlarını önemli ölçüde etkileyebilir.
Ayrıca kıymetli madenler, genellikle faiz veya temettü gibi düzenli gelir sağlamaz. Bu nedenle yatırımcılar yalnızca maden değerlerindeki artışlardan kazanç elde edebilir. Dolayısıyla bilhassa ekonomik istikrar dönemlerinde diğer yatırım araçlarına kıyasla daha düşük kazanç getirebilir veya enflasyonu geçemeyebilir.
2020’de uygulanmaya başlanan %0’lık fonlardaki vergi muafiyeti, geçtiğimiz dönemde 31.07.2024 tarihine kadar %7.5’a yükseltildi. Bu fonların arasında kıymetli madenler fonları dışında fon sepeti, katılım, borçlanma araçları ve para piyasası da yer alıyor.
23.12.2020 ile 30.04.2024 arasında bu fonlardan alım yapan yatırımcılar, stopaj ödemeyecek. Ancak 31.07.2024 tarihine kadar alım yapan yatırımcıların %7.5 stopaj ödemesi gerekecek. Bu tarihten sonra ise muafiyet uzatılmadığı takdirde vergi oranı %10’a çıkacak.