Finansal piyasalarda; hisse senetleri, döviz kurları, fonlar veya kripto paralar gibi varlıkların tarihsel fiyat hareketleri, gelecekteki fiyat eğilimlerini tahmin etme amacıyla teknik analiz çerçevesinde çeşitli indikatörler yardımıyla incelenebilir.
Birçok yatırımcı, alım satım kararı alırken, kendi bilgisi ve deneyimi doğrultusunda bu göstergelerden yararlanmaya çalışmaktadır.
İndikatörler genellikle fiyat grafikleri üzerine eklenir ve mevcut fiyat verileri ile birleştirilerek orta ve uzun vadeli fiyat hareketlerinin tahmini yapılır. Bu sayede yatırımcılar, daha stratejik bir perspektif ile pozisyonlarını belirleyebilir.
Dilimize Fransızcadan geçmiş olan indikatör sözcüğü, Türkçe’de gösterge anlamına gelmektedir. Teknik analiz terimi olarak indikatör, trendin yönü veya gücüyle ilgili fikir sunan bir dizi matematiksel işlemler bütünüdür.
Bir başka tanım yapmak gerekirse; mevcut piyasa koşullarını analiz ederek finansal veya ekonomik eğilimleri tahmin etmek için kullanılan teknik göstergelere indikatör adı verilir.
Geçmiş fiyat hareketlerini baz alarak ileride oluşabilecek fiyat eğilimlerini tespit edebilmek için kullanılan indikatörler, alım-satım sinyalleri üreterek yatırımcılara yol göstermektedir. Ortaya çıkan bu sinyaller, hangi piyasada işlem yapılırsa yapılsın dikkate alınması gereken unsurların başında gelir.
Teknik analiz, bir varlığın fiyat hareketlerini ve eğilimlerini tahmin etmek için kullanılan bir araçtır ve bu aracı kullanırken de indikatörlerden sıklıkla yararlanırız.
İndikatörler, yatırım kararları alırken kilit bir rol oynayabilir. Buradaki asıl nokta, bu araçları etkin ve verimli bir biçimde nasıl kullanabileceğinizdir.
Kullanırken şu detaylara dikkat etmekte fayda vardır:
Teknik analizde kullanılan indikatörler, yatırımcılara gelecekte oluşabilecek fiyatlamalarla ilgili bir bakış açışı sunar. Çok sayıdaindikatör olduğunu düşündüğümüzde her birinin farklı avantajları ve dezavantajları olduğunu da göz önünde bulundurmamız gerekir.
Fiyat Hareketlerini Tahmin Edebilme: En önemli faydası hiç kuşku yok ki geçmiş fiyat hareketlerini analiz ederek gelecekteki fiyat yönelimlerini tahmin etmeye yardımcı olmalarıdır. Burada unutulmaması gereken, bu sinyallerin %100 kesin bilgi içermeyeceğidir.
Trendleri Gösterme ve AL-SAT Noktalarını Belirleme: Piyasadaki eğilimleri ve potansiyel tersine dönüş noktalarını belirlemekte yol gösterirler. Bu sayede yatırımcılar, trendleri tanımlama ve potansiyel giriş ve çıkış noktalarını belirleme konusunda karar verebilir.
Veri Çeşitliliği: Sermaye piyasalarında, yatırımcıların analiz yapabileceği ya da baz alabileceği çok sayıda veri seti bulunur. Yatırımcılar, farklı zaman aralıklarında ve farklı piyasa koşullarında indikatörler yardımıyla bunları işleyerek anlamlı sinyaller üretebilir.
Zaman Yönetimi: İndikatörler sayesinde fiyat hareketleri içindeki önemli noktaları daha hızlı belirlemek mümkündür. Unutmayın ki finansal piyasalarda yüksek oranda getiri elde edebilmenin yolu hızlı ve isabetli kararlar almaktan geçer.
Piyasa şartlarının değişmesi: Genellikle geçmiş fiyat hareketlerine dayandığı için, piyasaların öngörülemez ya da yeni gelişmelerine hızlı bir şekilde tepki veremeyebilirler.
Yanlış Sinyaller: Zaman zaman yanlış alım veya satım sinyalleri üretebilir. Özellikle piyasa volatilitesi yüksekse veya trend belirgin değilse, indikatörlerin yanıltıcı olma ihtimali artabilir.
Teknik ve Temel Analiz Dengesi: Sadece teknik analize dayalıdır. Ancak, piyasaları anlamak için temel analiz de önem arz eder. İndikatörlerin sadece fiyat verilerini değerlendirmesi, temel faktörleri göz ardı etme riski taşır.
Veri İnceleme Zorluğu: Bazı indikatörlerin nasıl çalıştığını ve hangi durumlarda nasıl yorumlanması gerektiğini anlamak karmaşık olabilir. Yanlış anlaşılan veya yanlış kullanılan göstergeler, yanıltıcı sonuçlar doğurabilir.
İndikatörler; teknik analiz göstergeleri ve genel ekonomik göstergeler olmak üzere iki ana gruba ayrılır.
Ekonominin gelişimini gösteren indikatörler yatırım kararı alırken önemli bir işlev görür. Buradaki verileri iyi okumak ve teknik analiz indikatörleriyle desteklemek doğru bir strateji olabilir.
Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH): Bir ülkenin belirli bir zaman diliminde ürettiği tüm mal ve hizmetlerin toplam değerini ifade eden bir ekonomik göstergedir. GSYİH, bir ekonominin büyüklüğünü ölçmek ve karşılaştırmak için kullanılan temel bir göstergedir. Bir ülkenin ekonomik performansını değerlendirmede ve ekonomik büyüme trendlerini anlamada önemli bir rol oynar.
İşsizlik Oranı: İş gücüne katılan kişiler arasındaki işsiz sayısını yüzde olarak ifade eder. İşsizlik oranı, ekonominin genel sağlığı hakkında fikir verir.
Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE): Tüketici sepetinin fiyatlarını ölçerek enflasyonu değerlendirir. Genel fiyat seviyelerindeki artışın yüzde olarak ifadesidir. Enflasyon, alım gücünü ve ekonominin istikrarını gösterir.
Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE): ÜFE, bir ekonomide üretim aşamasında olan mal ve hizmetlerin fiyatlarını ölçen ve izleyen bir ekonomik göstergedir. Temel olarak, üretim sürecindeki maliyet değişimlerini gösterir.
Sanayi Üretimi: Sanayi sektöründeki üretimin artışını veya azalışını gösterir. Ekonomik büyümeyi yansıtabilir.
Hesaplanma yöntem ve metotlarına göre teknik indikatörleri Momentum, Trend ve Volatilite biçiminde 3 gruba ayırmamız mümkündür.
Teknik analizde momentum indikatörleri ise belirli bir süre içerisinde fiyatların ne yönde, ne miktarda ve ne şiddette değiştiğin gösteren bir araçtır. Yani ilgili finansal ürünün belirlenmiş bir süre içerisinde ne kadar kazandırdığını veya kaybettirdiğini gösterir. En yaygın momentum indikatörleri; RSI, MACD ve CCI’dir.
Bir trendin yönünü, gücünü ölçer ve temel oluşturmak için bazı fiyat ortalamalarını kullanır. Örneğin Hareketli Ortalama (MA), ADX Parabolik SAR buna örnektir.
İşlem yapılan finansal ürünün risk seviyesi genellikle belirlenen zaman aralığındaki fiyat değişimlerinin standart sapma ölçümüyle gerçekleşir. Volatilite, fiyatlardaki değişimin ne kadar yüksek aralıklarla olduğunu, finansal ürünün fiyat hareketleri arasındaki farkın büyüklüğünü ölçer.
Özetle, volatilitesi yüksek finansal aracın riskinin yüksek, volatilitesi düşük olan finansal aracın ise risk seviyesinin düşük olduğunu söyleyebiliriz. Bollinger bantları, ATR, Keltner Kanalları (KC) öne çıkan volatilite bazlı indikatörlerdir.
Bütün bu faktörler ışığında, yatırım kararları alırken yalnızca indikatörlerin hatta yalnızca teknik analiz metotlarının kullanılması genellikle eksik veya yanıltıcı sonuçlar doğurabilir.
Bu göstergeler yalnızca karar alma sürecinizi kolaylaştırıcı bir etkiye sahiptir, ancak teknik ve temel analiz bir bütündür ve bu realite asla göz ardı edilmemelidir.