Bir ülkenin, sattığına kıyasla yabancı ülkelerden daha fazla mal ve hizmet alması durumunda dış ticaret açığı meydana gelir. Bu değer, ülkenin küresel ticaretteki pozisyonunu, ekonomik yapısını ve dış dünyayla olan ticari etkileşimini anlamak için önemlidir.
Doğru yönetilemediği takdirde bu açık, ekonomik dengesizlikler ve istikrarsızlığı beraberinde getirebilir. Bu nedenle sürdürülebilir bir büyüme ve ulusal ekonominin refahı için ülkelerin dış ticaret açığını doğru analiz etmesi ve makroekonomik politikalarla yönetebilmesi gerekir.
Dış ticaret açığı, bir ülkenin belirli zaman diliminde yaptığı ithalatın, gerçekleştirdiği ihracattan daha fazla olmasıdır. Bu durum, ülkenin yurt dışına sattığı mal ve hizmetlerin toplam değerine kıyasla yurt dışından daha fazla mal ve hizmet satın aldığı anlamına gelir.
Dış ticaret dengesi, bir ülkenin ekonomisinin sağlığını gösteren önemli verilerden biridir. Bu dengenin negatif yönde bozulması, dış ticaret açığı olarak tanımlanır. Olumsuz bir sonuç olarak değerlendirilebilecek bu açık, ekonomik politikaların ve stratejilerin gözden geçirilmesi için önemli bir sinyal olabilir.
Dış ticaret açığının nedenlerini ülkenin ekonomik yapısı, politikaları ve uluslararası ticaretteki konumu gibi faktörlerde aramak gerekir. Genel olarak açığa neden olabilecek başlıca sorunları şu şekilde sıralamak mümkündür:
Dış ticaret açığı, temel olarak ülkede tüketilen çoğu mal veya hizmetin diğer ülkelerden elde edilmesi anlamına gelir. Bu açığın giderek büyümesi, ülkenin her geçen gün daha fazla dışa bağımlı hale gelmesi olarak yorumlanabilir.
Özellikle yaşanabilecek bir uluslararası ticaret krizi veya beklenmedik döviz artışı dönemlerinde yüksek dış ticaret açığının ülkeyi ekonomik sorunlara sürükleme olasılığı söz konusudur. Nitekim yükselen açığın, döviz rezervlerinin daha hızlı tükenmesine neden olarak ulusal para biriminin değeri üzerinde bir baskı oluşturacağı da söylenebilir.
Yükselen dış ticaret açığının getirdiği bir diğer risk de büyüyen finansman ihtiyacıdır. Artan talebe yönelik dış kaynaklı ürünlerin sağlanması için ülke içi borç seviyesinin sürekli yükselmesi, finansal istikrarı tehlikeye atabilir.
Bu tür senaryoların yaşanmaması için ülke içi endüstriyel üretimin desteklenmesinde ve insanların, yerli ürün tüketimine teşvik edilmesinde fayda vardır.
Türkiye'nin 2023 yılında dış ticaret açığı, Orta Vadeli Program (OVP) tahminlerinin altında kalarak 106 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2022 yılında bu rakam 109,5 milyar dolar seviyesindeydi. 2023'te Türkiye'nin ihracatı 255,8 milyar dolar olarak kaydedilirken ithalat ise 361,8 milyar dolar oldu.
2023 ve 2022 yılı verileri dışında geçmiş yıllara da bakıldığında Türkiye’nin, dış ticaret açığı veren bir ülke olduğunu söylemek mümkündür. Bunun en büyük nedenlerinden biri, enerji ihtiyacının büyük bölümünü petrol, doğal gaz gibi ithal ürünler aracılığıyla karşılamasıdır. Bu ürünler, genel olarak Türkiye’nin dış ticaret açığının yüzde 50’sinden fazlasını oluşturmaktadır.
Enerji sektörü dışında Türkiye’nin katma değeri yüksek ürünler söz konusu olduğunda da dış ticaret açığı verdiğini söylemek mümkündür. Burada oluşan açığı ise tarım ve tekstil ürünleri gibi görece katma değeri daha düşük sektörler aracılığıyla kapatmaya çalışmaktadır.
Son olarak, dış ticaret fazlası kavramıyla ilgili de detaylı bilgi edinmek isterseniz, ilgili içeriğimizi inceleyiniz.