Finansal piyasalarda işlem yapan hemen her yatırımcı, boğa ve ayı terimleri hakkında fikir sahibidir ya da en azından duymuştur. Orijinali bull market (boğa piyasası) ve bear market (ayı piyasası) olan bu ifadeler, fiyatlar genel seviyesinin yükseliş mi yoksa veya düşüş yönlü mü olduğunu betimlemek için kullanılır. Burada “boğa” yükselişi, ayı ise düşüşü temsil eder.
Ayı sezonu ya da bir diğer ifade ile ayı piyasası, finansal piyasalarda düşüş eğiliminin ağır bastığı bir dönemi ifade etmek için kullanılır. Buradaki dönem sözcüğü son derece önemlidir çünkü piyasadaki kısa süreli düşüşler ya da düzeltme hareketleri, marketin ayı sezonuna girdiği sonucunu doğurmaz. Böyle bir sonuca varmak için fiyatların düşmesi yanında farklı birtakım olguların da belirgin bir şekilde kendini göstermesi gerekir.
Finansal piyasalarda yaşanan ayı sezonlarında hem piyasa genelinde hem de yatırımcı davranışlarında birtakım paternleri gözlemleriz.
Ayı sezonlarında, hisse senedi ve diğer varlık fiyatlarında zaman zaman sert ama çoğu zaman istikrarlı ve uzun bir döneme yayılan düşüşler yaşanır. Fiyatların aşağı yönlü hareketinin doğurduğu sonuçlar hemen her piyasa için değişkenlik gösterebilir. Örneğin hisse senedi piyasasında yaşanan bir ayı sezonu sonrası hisse fiyatları %25 – %40 aralığında değer kaybederken; kripto para piyasasında bu rakam %90’ların üzerinde olabilmektedir. Hatta öyle ki, şiddetli ayı sezonlarında çok sayıda kripto projesinin kepenk kapattığına ve yatırımcılarının sıfırı tükettiğine geçmişte şahit olduğumuz gibi 2023 yılının ikinci yarısında bulunduğumuz şu günlerde tarihin tekerrür ettiğini görmekteyiz.
Ayı piyasalarında, fiyatlar düştüğü için yatırımcı sayısı ve yatırım için kullanılan tasarrufların hacimlerinde azalma gözlemlenir. Şirketler ihtiyaç duyduğu kaynaklara daha zor ulaşmaya başlar. Kaynak olmayınca yeni yatırımlarda azalma kaçınılmaz olur. Hatta şirketler küçülmeye gitme gibi birtakım adımlar atılabilir.
Süreç uzadıkça, genel ekonomik görünümü ve istihdamı etkileyecek boyutta etkiler ortaya çıkabilir; istihdam azalabilir. Çünkü büyümenin ve istihdam artışının temelinde, şirketlerin, ekonominin dinamiklerine güvenmesi ve yatırım yapacak yeni kaynaklara ulaşması yatar.
Arz ve talep, fiyatlar üzerinde büyük etkiye sahiptir. Ayı sezonlarında, yüksek riskli finansal ürünlere olan talep azalır. İnsanlar daha çok tahvil, altın, gümüş ya da büyük şirketlerin hisse senetleri gibi görece daha güvenli seçeneklere doğru hareket etme eğilimindedir. Böyle dönemlerde, daha fazla getiri elde etme motivasyonu yerini mevcut sermeyenin korunmasına yönelik tedbirler almaya bırakır.
Yüksek riskli yatırım enstrümanları, piyasadaki şartların olumlu olduğu dönemlerde yüksek oranda getiri sağlayabilirken; rüzgar tersine döndüğünde de en kolay ve en hızlı değer kaybeden ürünler arasındadır.
Uzun süren ayı piyasalarında, yatırımcılar riski görece düşük olan finansal enstrümanlara daha yoğun ilgi gösterir. Az önce de belirttiğimiz üzere, amaç öncelikle eldeki paranın muhafaza edilmesi ya da piyasalardaki düşüşlerden çok fazla etkilenmemesini temin etmektir.
Böyle dönemlerde kripto paralar gibi yüksek risk barındıran varlıklardan büyük bir sermaye çıkışı olurken, bu paranın farklı piyasalara aktığı ya da finansal piyasaların doşına çıktığı gözlemlenebilir.
Hisse senedi piyasasında da kendine özgü birtakım gelişmeler yaşanabilir. Ayı piyasasının yaşandığı bir zaman diliminde, borsaya giren yeni yatırımcı sayısı son derece az olur. Yeni yatırımcı ve sermaye akışının zayıf olması, hisseleri borsada işlem gören ve büyümek için kaynağa ihtiyacı olan şirketleri zor durumda bırakabilir.
En başta, büyüme vaat eden küçük ve orta ölçekli şirketler böyle dönemlerde hedeflerine ulaşmakta zorlanabilir. Hatta faaliyetlerini yürütme konusunda sıkıntılar yaşayabilir. Büyük sermayeli şirketler ve holdingler ise güçlü finansal varlıkları, operasyonel deneyimleri ve yerleşik insan kaynakları sayesinde bu türden fırtınalara daha kolay tutunabilir. Büyük sermayeli şirketlerin hisseleri, küçük ve orta ölçekli şirket hisselerine göre daha korunaklı yatırım enstrümanlarıdır.
Ayı piyasalarında emtia ve enerji fiyatlarında yükselişler beklenebilir. Ayrıca sermaye piyasaları dışında gayrimenkuller ve her türlü taşınmaz mallar da normalden daha fazla ilgiye maruz kalabilir.
Ayı sezonları yatırımcıları yalnızca maddi olarak değil psikolojik olarak da zorlayan dönemlerdir. Fiyatların çoğu zaman düşmesi, düşüşlerin sonu hiç gelmeyecek algısı yaratabilir ve bu da umutsuzluğa neden olur.
Böyle dönemlerde enstrümanların fiyatlarını destekleyecek yeni sermaye girişleri azalır. Hatta yatırımcıların bir kısmı, piyasanın eski parlak günlerine dönmesini beklerken portföylerini takip etmeyi dahi bırakabilir.
Bazı insanlar bu psikoloji ve artan finansal kayıplar ile baş etmekte zorlanırlar ve gittikçe derinleşen ayı piyasalarında panik ile hareket ederek yatırımlarını büyük zararlar ile elden çıkarırlar. Zaten en büyük maddi kayıplar da bu şekilde ortaya çıkmaktadır.
Piyasalarda ayı sezonuna girildiğine ikna olmak için önce fiyatlarda düşen bir trendin oluşmaya başladığını teyit etmek gerekir. Bu trendi başlatan şey, büyük sermayeli yatırımcıların çok yüksek hacimlerde satış yapmaları ve bunun da fiyatlarda anlık ve sert düşüşlere yol açması olabilir.
Elbette genel ekonomik konjonktürün de negatif bir iklime uygun olması önemli olacaktır. Piyasalara yön veren büyük yatırımcıların, yüksek hacimli satışlarını tam da olumsuz bir iklime girildiğinde yapması beklenen bir durumdur.
Ayı sezonu dediğimiz dönemin temelleri olumsuz hava ve negatif yatırımcı psikolojisi üzerine kuruludur. Olumlu haberlerin yansımaları kısıtlı olurken, en küçük olumsuz bir haber piyasada hemen fiyatlanır. Bir noktandan itibaren, fiyatların artık eskisi gibi olamayacağı düşüncesi hakim olur. Paralarının önemli bir bölümünü kaybetmiş yatırımcılar dahi ellerinde kalanı yok pahasına satarak nakde dönme yolunu seçebilir.
Fiyatlarda yaşanan sert düşüşler, sermaye piyasalarındaki deneyimi kısıtlı olan çok sayıda yatırımcıda duygusal bir kırılıma yol açar. Fiyatların daha da aşağı inmesinden endişe edenler, mevcut zararlarını kabul ederek satış yapmaya başlar. Artan satış baskısı zincirleme bir reaksiyona neden olursa ayı piyasası giderek derinleşebilir.
Ayı sezonunun sona ermesi için mevcut düşüş trendini kıracak büyüklükte yüksek hacimli alımlar olması ve fiyatın yükseldiği yerde bir süre boyunca tutunması gerekir. Fiyatların yukarı yönlü sert şekilde hareket etmesi ve orada kalması, uzun zamandır fırsat kollayan çok sayıda yatırımcı için de bir işaret anlamına gelebilir.
Yükselişin başlaması ya da yükselişe yönelik algının oluşması dahi, yatırımcı psikolojisini tersine döndürmeye yeterlidir. Bir süredir olumsuz bir iklimin hakim olduğu piyasa artık yatırımcılara yeni fırsatlar sunmak için uygun hale gelmiştir. Böyle bir tablonun ortaya çıkması durumunda, milyonlarca küçük yatırımcı harekete geçerek varlık alımlarını hızlandırır; bu da fiyatların yükselen bir trend üzerinde seyretmesini sağlayabilir.
Ayı sezonlarındaki düşüş trendinin kırılması, yalnızca büyük hacimli alımların bir neticesi olarak gerçekleşmeyebilir. Ulusal ya da global ölçekte, ekonominin temellerini etkileyen birtakım politik kararlar veya bunların yansımaları da trend değişimlerine neden olabilir. Hatta küresel finans sistemi içinde önemli aktörlerin tutum ve açıklamaları fiyat hareketleri üzerinde büyük etkiye sahip olduğu söylenebilir. Piyasalarda olumlu karşılanacak önemli bir gelişme, bir anda düşüş trendini bozarak yükseliş hareketi başlatabilir.
Finansal piyasalardaki ayı sezonları pek çok yatırımcı için hayal kırıklığı yaratan dönemlerdir. Çünkü yatırım enstrümanlarının önemli bir bölümü, bu süreçte değer kaybeder ya da beklentiyi karşılamaktan uzak bir getiri performansı ortaya koyar.
Ayı piyasasının ne kadar sürebileceğini kestirmek kolay değildir. Ancak mantıklı bir tahminde bulunmak için fiyat hareketleri başta olmak üzere piyasaları etkileyen bütün temel analiz unsurlarını sıkı sıkıya takip etmek yararlı olacaktır.
Büyük yatırım fonları, bankalar, yatırım şirketleri ve global finans kuruluşları, ekonominin gidişatını önceden kestirme ve buna yönelik aksiyonlar alma konusunda bireysel yatırımcılara göre çok daha büyük avantajlara sahiptir. Bireysel yatırımcılar ise; birtakım olaylar gerçekleştikten sonra fiyat hareketlerini bu olaylara bağlama ve neden sonuç ilişkileri kurma eğilimindedir.
Temel analiz dışında, teknik analizden yararlanmak da ayı piyasasının bitişine dair bazı sinyaller verebilir. Bu noktada, trend hareketinin yönü, gücü veya hızıyla ilgili sinyaller ortaya koyan teknik analiz indikatörlerinden yararlanılabilir. Hareketli ortalamalar, MACD, RSI, Bollinger Bantları, ATR, ADX ve DMI bunların başında gelmektedir.
Zamanlamanız çok kötü değilse, en verimli yatırımların ayı sezonları sırasında yapıldığı söylenebilir.
Fiyatların genel olarak düştüğü bir ayı piyasasında yatırım yapmak hem normalden daha risklidir hem de yatırımcı psikolojisini zorlayan bir karardır. Ancak, başarılı bir analiz ile düşüş trendinin sonlarına doğru yaklaşıldığı tespit edilebilirse, böyle dönemlerde yapılacak varlık alımları çok yüksek getiri sağlama potansiyeline sahiptir. Bu noktada risk ve getiri beklentisini dengelemek yatırımcı açısından önemli olacaktır.
Hisse senedinin ya da yatırım yaptığınız enstrümanın temel dinamiklerinde bir sorun yoksa, doğru zamanda yatırım yaparak market döngüsü kavramına şans vermeyi deneyebilirsiniz. Piyasanın tamamı ya da herhangi bir hisse sürekli düşmez, sürekli yükselmez. Belirli dönemler varlık fiyatlarında geri çekilmeler yaşansa da özellikle hisse senetlerinin uzun vadede yükselme eğiliminde olduğu rahatlıkla söylenebilir.